12 Şubat 2025 Çarşamba
İsmi Azam, kelime anlamı itibarıyla “isimlerin en büyüğü” veya “en yücesi” demektir. Allah’ın varlığını ve yüceliğini ifade eden 99 ismi bulunmaktadır. Bu isimlerin en kıymetli ve yüce olanları ise İsmi Azam olarak adlandırılmaktadır. Ancak, Allah’ın İsmi Azam olan isimlerinin hangisi olduğu kesin bir şekilde bilinmemektedir. Bazı rivayetlere göre, İsmi Azam olarak kabul edilen Allah’ın isimleri şunlardır:
İsmi Azam ile yapılan dualar, Allah’ın isimlerine sığınarak gerçekleştirildiğinde, kişinin tüm kötülüklerden korunması ve arzularının yerine gelmesi için önemli bir vesiledir. Bu duaların içtenlikle ve Allah’ın merhametine sığınarak yapılması, her kapıyı açacağına dair bir inanç vardır. Özellikle Cuma günleri, Cuma namazı saatinde okunması durumunda, bu duaların Allah katında kabul edilmeyeceğine dair bir inanç da bulunmaktadır. Dua ederken Allah’ın isimlerine sığınmak, Araf Suresi 180. Ayetinde şöyle ifade edilmektedir: ‘En güzel isimler Allah’ındır. O’na o güzel isimleriyle dua edin ve O’nun isimleri hakkında gerçeği çarpıtanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasına çarptırılacaklardır.’
Bir rivayete göre, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s) bir Cuma günü mescitte namaz kılarken, bir kişi İsmi Azam duasını eder. Namazdan sonra Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: ‘Aranızdan biri bugün öyle bir dua etti ki, kim o duayı yaparsa istedikleri Allah tarafından kabul edilir.’
Peygamber Efendimiz (s.a.s), İsmi Azam’ın hangisi olduğunu net olarak bildirmemiştir. Bunun sebebi, ümmetin Allah’ın her ismine saygı gösterip sığınmasını sağlamaktır. İsmi Azam dualarında insanlar, Allah’ın varlığını ve yüceliğini kabul ederek ve inanarak dua ettiklerinde, Allah katında bu duaların kıymeti artar ve bu nedenle duaları geri çevrilmez. İşte İsmi Azam ile ilgili bazı hadis-i şerifler:
Muz kabuğu, cilt bakımında sıkça göz ardı edilen ama oldukça etkili bir doğal üründür. İçeriğindeki doğal yağlar sayesinde cildi nemlendirme konusunda son derece başarılıdır. Özellikle kuru cilt tipine sahip bireyler, muz kabuğunun sunduğu nem kaynağı ile ciltlerinin daha pürüzsüz ve sağlıklı bir görünüm kazanabileceğini fark edecektir. Düzenli kullanımla birlikte muz kabuğu, cildin nem dengesini koruyarak kuruluğu önleyebilir ve cilde yumuşaklık kazandırabilir.
Muz kabuğunun zengin antioksidan ve vitamin içeriği, yaşlanma belirtilerinin gecikmesine de yardımcı olur. Bu özellikleri sayesinde ince kırışıklıkların görünümünü hafifletir ve cildin daha taze ve genç görünmesini sağlar. Ciltteki koyu lekeler ve izler üzerinde de olumlu etkileri bulunmaktadır. Muz kabuğu, içerdiği doğal bileşenlerle ciltteki pigmentasyonu düzenleyerek daha eşit tonlu bir cilt elde edilmesine yardımcı olabilir. Böylece zamanla ciltteki lekeler azalır ve cilt daha parlak bir görünüm kazanır.
Sivilce problemi yaşayanlar da muz kabuğunun faydalarından yararlanabilir. Antibakteriyel özelliklere sahip olan muz kabuğu, sivilceye neden olan bakterilerin temizlenmesine yardımcı olurken, iltihaplanmayı da engelleyebilir. Bu sayede, ciltteki kızarıklıklar ve akne izleri azalır, cilt daha sağlıklı, parlak ve temiz bir hale gelir.
Muz kabuğu, cilt hücrelerini yenileyerek cilde canlandıran bir etkiye sahiptir. Özellikle solgun veya yorgun görünen cilt bölgelerini tazeleyerek, cilde canlılık kazandırır. İçerdiği vitaminler ve mineraller sayesinde cildin doğal ışıltısını artırabilir. Ciltteki pürüzlülükleri azaltmak da muz kabuğunun sağladığı önemli faydalardan biridir. Besleyici maddeleri, ciltteki ölü hücreleri temizler ve yeni hücrelerin oluşumunu teşvik eder. Düzenli kullanımda, cilt dokusunun iyileşmesine katkı sağlar ve daha pürüzsüz bir cilt elde edilmesine olanak tanır.
Öte yandan, muz kabuğu ciltteki şişlikleri indirmek konusunda da etkilidir. Özellikle göz altı torbaları ve ciltteki diğer şişlikler için muz kabuğu kullanılabilir. Cildinize uygulayarak, doğal bir soğutma etkisi yaratabilir ve bu sayede şişliklerin görünümünü azaltabilirsiniz.
Limon-tarçın suyu, sağlığa birçok fayda sağlayan doğal bir içecektir. Özellikle kan şekerini dengelemeye yardımcı olmasıyla bilinir. Yemeklerden önce veya sonra bir bardak bu içeceği tüketmek, kan şekeri seviyelerindeki ani artışları kontrol altına almaya yardımcı olabilir. Ayrıca, adet dönemindeki kadınlar için şiddetli krampları hafifletme özelliği de vardır. Düzenli olarak tüketildiğinde, iltihap giderici etkisi sayesinde bu krampların azalmasına destek olur.
Tarçınlı limonlu su, kilo vermek isteyenler için de etkili bir yardımcıdır. Metabolizmayı hızlandırarak kilo kaybını destekler. Bunun yanı sıra, içeriğindeki C vitamini sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmeye de katkıda bulunur. C vitamini, sağlıklı bir yaşamın ve beslenmenin temel unsurlarından biridir.
Tarçının birçok çeşidi sağlığa yararlıdır, ancak Seylan tarçını ile Cassia tarçını arasında seçim yaparken Seylan’ı tercih etmenin nedenlerini biliyor musunuz? Seylan tarçını, kalp sağlığına olumlu etkilerde bulunur. Yapılan araştırmalar, bu özel türün, kardiyovasküler hastalıkların yaygın nedenlerinden biri olan metabolik sendromun tedavisinde fayda sağladığını ortaya koymuştur.
Diyabet hastaları için de önemli bir besin kaynağı olan tarçın, kan şekerini düzenlemeye yardımcı olur. Araştırmalar, Seylan tarçınının bu konuda Cassia tarçınından daha etkili olduğunu göstermektedir. Ayrıca, beyin sağlığını koruma özelliğine sahip olması da dikkat çekicidir. Bazı bilimsel çalışmalar, Seylan tarçınının iltihap önleyici ve antioksidan özelliklerinin Alzheimer gibi nörolojik bozukluklara karşı koruma sağlayabileceğini göstermektedir.
Bu kan şekeri dengeleyici içeceği hazırlamak oldukça basittir. Sadece üç temel malzemeye ve suya ihtiyacınız var. Ancak, içeceğin lezzetini artırmak ve klor tadından uzak durmak için her zaman filtrelenmiş su kullanmanızı öneririz. Böylece, içeceğinizin tadı daha hoş olacaktır.
Tarçınlı limonlu içeceği hazırlamak için ilk adım olarak bir bardak veya kupaya öğütülmüş tarçın ekleyin. Ardından, taze sıkılmış limon suyunu ilave edin. Eğer daha yoğun bir limon aroması istiyorsanız, limon kabuğu da ekleyebilirsiniz; bu tamamen isteğe bağlıdır. Son olarak, tatlandırmak isterseniz bal ekleyin ve ardından sıcak suyu ekleyin. İyice karıştırdıktan sonra, içeceğinizi hemen servis edebilirsiniz.
2018 yılında Alman ve Danimarkalı psikologlar, insan doğasındaki karanlık dürtülerin ardındaki itici gücü haritalandırarak bu olguyu “D Faktörü” olarak adlandırdılar. D Faktörü, bireylerin karanlık kişilik özelliklerinin ortak bir temelini temsil ediyor. Tıpkı İngiliz psikolog Charles Spearman’ın zeka seviyesini ölçmek için geliştirdiği g faktörü teorisi gibi, D Faktörü de insanların kötü eğilimlerinin belirgin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Danimarka Kopenhag Üniversitesi’nden Psikolog Ingo Zettler, “İnsan kişiliğinin karanlık yönleri, tıpkı zekada olduğu gibi, paylaşılan belirgin bir eğilim etrafında şekillenmektedir. Bu durum, karanlık kişilik özelliklerinin farklı yansımaları olarak değerlendirilebilir” şeklinde ifade etti.
Bu araştırma çerçevesinde, 2.500’den fazla katılımcı, dokuz farklı karanlık kişilik özelliğini değerlendirmek üzere tasarlanmış sorulara yanıt verdi. Bu özellikler arasında egoizm, Makyavelizm, ahlaki kopukluk, narsisizm, psikolojik hak sahipliği, psikopati, sadizm, kişisel çıkarcılık ve kötücüllük gibi unsurlar yer almaktadır. Katılımcılara şu ifadeler gibi örnekler sunuldu:
Veriler analiz edildiğinde, bu karanlık özelliklerin farklı bireylerde değişik şekillerde tezahür ettiği, ancak hepsinin arka planda ortak bir D Faktörü’nden kaynaklandığı ortaya kondu. Zettler, “Bir bireyde D Faktörü, genellikle narsisizm, psikopati veya diğer karanlık özelliklerden biri olarak belirginleşebilir. Ancak temelinde, bir kişinin bu özelliklerden bir veya daha fazlasını sergileme olasılığını gösterir” dedi. Bu bulgular, psikoloji ve terapi alanında yeni keşiflere zemin hazırlayabilir. Araştırmacılar, insanların kötü niyetli davranışlarını daha iyi anlamamıza yardımcı olacak bir araç sunmanın yanı sıra, bu konudaki farkındalığı artırmayı hedefliyor.
Survivor 2025’in yeni bölümünde, ödül oyunu için yarışan yarışmacılar arasındaki mücadele tüm hızıyla devam ediyor. Adanın zorlu koşullarında hayatta kalabilmek için son güçlerini ortaya koyan yarışmacılar, oyun alanında birbirinden heyecan dolu anlar yaşıyor. Peki, Survivor dokunulmazlık oyunu kim kazandı? Survivor’dan kim elendi? Survivor’da ilk eleme adayı kim oldu?
Bugün gerçekleştirilen Survivor All Star dokunulmazlık oyununda Gönüllüler takımı, rakipleriyle kıyasıya bir mücadele vererek 12-6’lık skorla bu önemli oyunu kazanmayı başardı. Bu zaferin ardından Gönüllüler takımı, bir eleme adayı belirlemek için oylama yapacak.
Dün gece yaşanan olaylar sırasında, Sedat’ın sakatlanması nedeniyle düello yarıda kalmıştı. Bu talihsiz sakatlık nedeniyle, Survivor’da eleme gerçekleştirilemedi. Sedat ve Batuhan arasındaki düellonun nasıl sonuçlanacağı ise merakla bekleniyor. Yarım kalan bu mücadele, kadınlar haftasında dokunulmazlık oyununun ardından kaldığı yerden devam edecek. Kaybeden isim ise finalde Mehmet’in rakibi olacak.
Henüz Survivor’da kesinleşmiş bir eleme adayı bulunmamakta. Yarışmacılar arasında gerilimin arttığı bu dönemde, izleyiciler ve yarışmacılar bu durumu heyecanla takip ediyor.